27 Ekim 2012

Def





                                


Def
        
sabır ve hicret!
etimizden dökülen
kupkuru çamur: kurtçuklar
musallat olacaklar mı bize de
diri diri. gömemediğimiz: kösnü
henüz kıvrılamadık bir köşesine
gidip de musalla taşımızın: soğuk
Allahım! nasıl çürüyecek
sığdığın bu kalpler nasıl Ya
Rab demek için dönmeyecek
bu dillerimiz ketum: mümbit
toprak oysa zikrin bittiği
-yer’de başlar her aşk-

duyar mıyız biz de
çıksak dervişler gibi
daha dünkü dağlarda
yankılanan ses ezeli:
“Ben sizin Rabbiniz
değil  miyim?.Ben sizin
Rabbiniz değil miyim?.Ben
sizin Rabbiniz değil miyim?”*
bütün ağır sözlerin yükü
şimdi kimin. omuzlarımızda
toprağın tadını merak eden
çocuklar:mukaddes tek neden
mi göklere. neden biz değil.

bir ip gibi bağlanmamış mı
incecik parmaklarımıza:
tabut. daha ilk gün
ah bu balçıkta filizlenmiyor
bir türlü nasuh tevbe
yine de: şükür! çok şükür
eve dönüşlerin huzursuz
da olsa çalar saati:secdelere   
hep secdelere açlığımız

 * a’râf, 17
    
 (2012)
Joan Miró ,"The Red Sun"